kahta hakkında bilgi
#1 26-11-2007, 22:05 admin Administrator Üyelik tarihi: Oct 2007 Mesajlar: 6.820 Kahta Hakkında Bilgiler -------------------------------------------------------------------------------- İlçenin Tarihi Kahta, medeniyetlerin doğuş yeri olan Mezopotamya’ya yakınlığı nedeniyle tarih süreci içerisinde sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir yerleşim merkezidir. M.Ö.VII. yüzyılda Asur, VI.yüzyılda Pers, IV.yüzyılda Makedon ve Seleukos egemenliğinin hüküm sürdüğü görülmektedir. M.Ö. I.yüzyılda bölgede hüküm süren Arsames, günümüze önemli tarihi eserler bırakmıştır. Kommagenelilerin atası olan Arsames, bugünkü Fırat Arsameia’sı olarak bilinen Gerger Kalesi ile Nymhois Arkameia’sının kurucusudur. M.Ö.109’da bağımsızlığına kavuşan, doğu ve batının kültür, sanat ve inançlarının sentezi olan Kommagene Medeniyeti M.S. 72’de Anadolu’da Romalılar tarafından ortadan kaldırılarak Suriye Eyaletine bağlanan son krallık olmuştur. Kahta, Arap, Ermeni, Artuklular, Haçlı Seferlerini müteakiben Selçuklular, Babiller, Moğollar, Memlükler ve Dulkadiroğuları hakimiyetinde kaldıktan sonra 1516 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı hakimiyetine girerek önce Dulkadirli Emaretine, Kanuni zamanında ise sancak merkezi haline getirilen Samsat’a bağlanarak Zülkadiriye Eyaletine (Maraş) bağlanır. Kahta 1531 yılında Malatya’ya, 1349 yılında ise Hısn-ı Mansur’a (Adıyaman) bağlanır. 1859 yılında Malatya sancak olunca Kâhta’da diğer kazalar gibi yeniden Malatya’ya bağlanır. Bu durum Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasına kadar devam eder. Kahta Cumhuriyet döneminde Malatya’ya bağlı bir ilçe olarak yapılandırılır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yer değiştirerek eski Kâhta’nın 26 k.m. güneyindeki şimdiki yerine taşınır. İlçemiz 1954 yılında Adıyaman’ın il olmasına müteakip, Adıyaman’a bağlanmıştır. İlçe Adının Kaynağı; Kahta adının nereden geldiği yolunda kaynaklarda pek bilgi olmamakla beraber, tarihte, Orta Asya’da Ötüken ve Karakurum yakınında Kahta isimli bir kentin varlığı göz önüne alınırsa Kahta isminin Orta Asya kökenli bir isim olduğu sonucu çıkarılabilir. “Kahta” isminin Persçede “Dağın Eteği” anlamına geldiği ve Komagenelilerden önce bölgede hakim olan Persler tarafından kullanıldığı , bu adın da eski yerleşim yerinin konumundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Eski ilçe merkezi Eski Kahta’dır ve Nemrut Dağının eteklerinde yer almaktadır. Bugün dünyanın sekizinci harikası olarak tanımlanan, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan, ülkemizin tanıtımına büyük katkı sağlayan önemli bir turizm çekim merkezi konumundaki Nemrut Dağı tepesinde bulunan Kommagene Kralı Antiochus Theos’un Anıt Mezarı Kommagenelilerin bıraktığı en önemli tarihi mirastır. Kommagenelilerden kalan tarihi ören yerleri bugün ilçenin en önemli ekonomik kaynağını teşkil etmektedir. İlçe sınırları içersinde bulunan Nemrut Dağı ören yerindeki tarihi eserler, 1987’de UNESCO tarafından dünya kültür mirası olarak ilan edilmiştir. Nemrud’ u özel kılan nedir ? · Platform oluşturmak için dağın tepesinden 200,000 m3’lük kütle, elle yontulmuştur. · Bu platform üzerinde, 150 metre çapında, matematiksel bir koni inşa edilmiştir. · Uzak bir vadiden çıkartılan ve her biri altı ton ağırlığındaki taş bloklar dağın tepesine taşınmış ve her biri on metre yüksekliğinde on anıt yontulmuştur. · Dünyanın en büyük horoskopu buradadır. · Bu horoskop Ay’ın, üç gezegenin ve Leo’nun 19 yıldızının 2100 yıl önceki konumlarının betimlendiği 2 x 2.5 metre büyüklüğünde taş bir plakaya oyulmuş, dünyanın en eski horoskopu olan ‘Aslanlı horoskop’tur. · Kral 1. Antiochos’un mezarının Tutankhamon’un mezarı kadar zengin olduğu sanılmaktadır. · 500 metreden daha uzun yazıtlarda bir krallığının öyküsü anlatılmaktadır. · Eşsiz sanat üslubu eski Yunan ve Pers etkilerini yansıtır. Varlığı bilinmekle beraber Antiochos’un mezarır henüz keşfedilememiştir. 1989 - 1990 yıllarında yapılan jeofiziksel araştırmalar sonucunda Uluslararası Nemrud Vakfı (UNV) mezarın konumu hakkında detaylı bilgi elde etmiştir. Arkeologlar Kral 1. Antiochos’un mezarının Mısır firavunlarının ki kadar önemli olduğu kanısındadırlar. admin Açık Profil bilgileri admin - Özel Mesaj gönder admin´ait bütün Mesajları arattır #2 26-11-2007, 22:07 admin Administrator Üyelik tarihi: Oct 2007 Mesajlar: 6.820 -------------------------------------------------------------------------------- Coğrafi Yapı İlçe Merkezinin yerleşim yeri ova üzerindedir. İlçenin kuzey bölgesi dağlık olup, bu bölgede köyler tarım arazisi dışına, yamaçlara kurulmuştur. Güney bölümündeki köyler ise ova içerisindedir. Kahta; 38-17 doğu boylamı ile 37-45 kuzey enlemi üzerinde yer alır. Denizden yüksekliği 750 metredir. Kuzeyde yüksekliği 2000 metreye ulaşan sıra dağlarla çevrili ilçe 1490 km2’lik yüz ölçüme sahiptir. Adıyaman ilinin 33 km. doğusunda yer alır. İlçe yüzölçümünün -Kahta merkez dahil- yaklaşık üçte ikisi 1. derecede, kalan yaklaşık üçte biri ise 2. derecede deprem bölgesi içindedir. Kahta ilçesi, doğuda Gerger ilçesi, güney ve güneydoğuda Şanlıurfa ili, güneybatıda Samsat ilçesi, batıda Adıyaman, kuzeyde Sincik ilçesi ve Malatya ili ile çevrilidir. Şu anda ilçenin doğu ve güneydoğu kesimindeki sınırını Atatürk Baraj Gölü meydana getirmektedir. İlçenin kuzey kesimi dağlık alanlardan meydana gelirken, güney kesimi düzlük alanlardan meydana gelmektedir. Kuzeydeki en yüksek nokta Nemrut Dağıdır (2.206m.), dağlık alanlardan güneye doğru gidildikçe önce plato alanlarına sonra geniş ovalara geçilir. Kahta Antitoros Dağlarının güney eteklerinde başlayıp güneye doğru alçalan ve Harran ovasına doğru uzanan bir arazi yapısına sahiptir. İlçe merkezi düz bir alanda kurulmuştur. Dağlar : Güneydoğu Toroslar silsilesi üzerinde Karadut Köyünün kuzeyindeki 2.206 m. yüksekliğindeki Nemrut Dağı ilçenin belli başlı önemli dağıdır. Akarsular : İlçenin en önemli akarsuları Kahta Çayı ve Kalburcu Çayıdır. Kahta Çayı : Çelikhan yöresindeki Bulam, Abdülherap ve Recep sularını alarak güneydoğu istikametinde ilerleyip Kahta topraklarına girer. Tarihi Cendere Köprüsünden geçtikten hemen sonra Eski Kâhta (Kocahisar) Köyü istikametinden gelen çay ile birleşerek güneye doğru ilerler. Zilan Çayını da alarak baraj gölüne dökülür. Geniş yataklı bir su olup, çevresinde fasulye, tütün, susam, çeltik ve pamuk ziraati yapılır. Kalburcu Çay:Fırat Nehrini destekleyen kollardan biridir.Kakurtlu Çayı civarında Ziyaret ve Çakal Çayını alarak Ayaz Köyü doğusundanFırat Nehrine karışır.Çevresi ziraate elverişlidir. Göller:Kahta’da tabi göl yoktur. Ancak Topraksu teşkilatinca Mülk Köyünde “100. Yıl Göleti” adı verilen bir “Sulama Göleti”, Dut Köyünde de aynı şekilde“Dut Göleti” adında bir sulama göleti yapılmıştır. İklim ve Bitki Örtüsü İlçemizin doğal bitki örtüsü step görünümündedir. Engebeli bir arazi yapısına sahip olup, dağlık kesimde fazla sık olmayan meşe ağaçları, akarsu boylarında ise söğüt ve kavak ağaçları mevcuttur. İlçemiz sınırları içerisinde bulunan Atatürk Baraj Gölü nedeniyle, iklim yapısı önemli ölçüde değişikliğe uğrayarak, karasal olan iklim, Akdeniz İklimi ile benzerlik göstermeye başlamıştır. İlçemizde son 10 yılın meteorolojik verilerine göre en düşük sıcaklık – 9.4 0C (1997 yılı Şubat ay’ı) en yüksek sıcaklık 44.4 0C (2000 yılı Temmuz ay’ı) dir. İlçemize son 10 yılda yıllık olarak en yüksek yağış miktarı m2’ye toplam 1038.5 kg. ile 1996 yılında, aylık en yüksek yağış miktarı 297.6 kg olarak 1996 yılı Mart ayında kaydedilmiştir. Son on yıllık sıcaklık ortalaması 17.2’ dir. KAHTA 2005 YILI METEOROLOJİK DEĞERLER CETVELİ SICAKLIK MAKSİMUM SICAKLIK ORTALAMASI 28.4 ORTALAMA SICAKLIK 17.3 MİNİMUM SICAKLIK 6.4 YAĞIŞ TOPLAM YAĞIŞ MİKTARI 542.5 Kg MAKSİMUM YAĞIŞ 51.2 Kg. YAĞIŞLI GÜN SAYISI 75 RÜZGAR ORTALAMA RÜZGAR 0.7 MAKSİMUM RÜZGAR 6.6 EN ÇOK ESEN YÖN NW NEM NEM ORTALAMASI 51.4 BASINÇ BUHAR BASINCI ORTALAMASI 10.1 GÜNEŞLENME GÜNEŞLENME YÜZDESİ 62.2 DON DONLU GÜN SAYISI 18 DOLU DOLULU GÜN SAYISI 2 KAR KARLI GÜN SAYISI 12 BULUT AÇIK 160 GÜN BULUTLU 163 GÜN KAPALI 42 GÜN admin Açık Profil bilgileri admin - Özel Mesaj gönder admin´ait bütün Mesajları arattır #3 26-11-2007, 22:20 admin Administrator Üyelik tarihi: Oct 2007 Mesajlar: 6.820 Turizm -------------------------------------------------------------------------------- Nemrut Dağı Ören Yeri Doğu-Batı Medeniyetinin, 2150 m. yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, Dünyanın sekizinci harikası Nemrut. Yüksekliği 10 metreyi bulan büyüleyici heykelleriyle, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır. İki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını 2150 m. yükseklikte izleyen dev heykellerin sırrının çözülmesi için KOMMAGENE UYGARLIĞI' nın keşfine gitmek gerekir. Osmanlı İmparatorluğu' nda asker danışman olarak görev yapan ve tarihi eserlere ilgi duyan Alman subay Helmut Von Moltke, 1838'de bölgedeki araştırmaları sırasında bölgedeki tarihi kalıntılar hakkında bilgi verdiği '' Türkiye'deki Durum ve Olaylar Hakkında Mektuplar'' adlı kitabında nedense Nemrut Dağı'ndaki heykellerden söz etmemiştir. Nemrut Dağı'nın zirvesindeki eserlerden ilk söz eden ve bunların Asurlular'dan kalma olduğunu tahmin eden,1881'de Diyarbakır'da yol yapım işlerinde görevli Alman Mühendis Karl Sester'dir. Sester'in verdiği bilgiler doğrultusunda Kraliyet Akademisi tarafından araştırma yapmak üzere bölgeye gönderilen genç bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki ekip, Nemrut Dağı'nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykelleri ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde çalışır. Uzun çalışmalar sonunda Grekçe yazılı kitabeyi çözen, bu eserler Kommagene Uygarlığı'na ait olduğunu ve Kommagene Kralı 1. Antiochus tarafından yaptırıldığını keşfeder. Antiochus'un ağzından yazılan kitabe, Nemrut Dağı'nın sırrını ve Antiochus'un yasalarını içermektedir. Daha sonra Alman Mühendis Karl Humann ve İstanbul Arkeoloji Müzesinin kurucusu Osman Hamdi Beyin de katıldığı Nemrut Dağı çalışmaları 1953'ten 80'li yıllara kadar Amerikalı Arkeolog Theresa Goell ve Friedrich Karl Döner ve 1986 yılından itibaren, Dörner'in öğrencisi Sencer Şahin tarafından sürdürülmüştür. Kommagene Uygarlığının ortaya çıkmasını sağlayan kazılar, Nemrut Dağından başka Arsameia, Samsat ve Fırat Havzasında gerçekleştirilmiştir. Bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir eserler müzelerde, geri kalanları da Milli Park Alanı içerisinde korumaya alınmıştır. admin Açık Profil bilgileri admin - Özel Mesaj gönder admin´ait bütün Mesajları arattır #4 26-11-2007, 22:31 admin Administrator Üyelik tarihi: Oct 2007 Mesajlar: 6.820 Kommagene Krallığı -------------------------------------------------------------------------------- Yunanca ''Genler Topluluğu'' anlamına gelen Kommagene, ismiyle bağdaşırcasına, Grek ve Pers Uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallıktır. Toros Dağlarındaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan antik Kommagene Krallığı, Suriye'nin kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri'nin çevrelediği verimli topraklarda yer almıştır. Tarıma ve hayvancılığa elverişli ve ekonomik önemi yüksek sedir ağacı ormanlarını barındıran Kommagene topraklarının, ilk çağlardan beri yerleşim alanı olarak kullanıldığı, civarındaki mağara ve arkeolojik buluntulardan anlaşılmaktadır. İ.Ö. 2000 yılının ortalarında Hitit İmparatorluğu' nun egemenliği altına girdiği tahmin edilen Kommagene Kralllığı'nın öncesi kabul edilen Kummuh'nın olduğu ve Kummuh'un İ.Ö. 711'lerde Asurlular, İ.Ö. 605'te de Babilliler tarafından fethedildiği anlaşılmaktadır. İ.Ö. 6. yüzyılın sonlarına doğru Kommagene toprakları Pers İmparatorluğu 'nun eline geçmiştir. İ. Ö. 323 ' te Kommagene Bölgesinin idaresi Grek-Makedon yöneticiler tarafından sağlanmıştır. Antik dünyanın küçük ancak güçlü ülkesi Kommagene, baba tarafı Pers Krallarından ''Kralları olarak anılan Darius'a ile anne tarafı Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akraba olan bir prensin oğlu Mithridates Kallinikos tarafından, İ.Ö. 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur. Farklı topluluklardan meydana gelen ve ayrı inanç ve kültürlere sahip Kommageneliler arasındaki birliği sağlamak konusunda büyük başarı sağlayan Mithridates Kallinikos, tanrılarla olan bağını kuvvetlendireceği ve böylece ulusun barış içerisinde yaşatacağı inancıyla ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar yaptırmıştır. Nemrut Dağı ve Arsameia şehrindeki kült yapılarıyla Kommagene Krallarının en ünlüsü olan 1. Antiochus devri (İ. Ö. 69-38), krallığın en refah içinde yaşadığı dönemdir. Kendi mezarını Nemrut Dağı'nın zirvesine, babası Mithridates 1.Kallinikos' un mezarını ise Arsemeia' da Eski Kahta Çayının kenarına yaptıran 1.Antiochus, krallığını ekonomik ve kültürel yönden en üst seviyeye çıkartmıştır. 1. Antiochus'tan sonra Kommagene Krallığının parlak dönemleri, halefler tarafından devam ettirilemez ve İ.S. 29 yılından itibaren Kommegene Kralları Roma tarafından atanır. İ.S. 72'de Romalıların Kommagene'yi istila etmesiyle 200 yıllık krallığın bağımsızlığı tamamen sona erer ve bu tarihten sonra Kommagene toprakları Suriye'nin parçası olarak tarihteki yerini alır. admin Açık Profil bilgileri admin - Özel Mesaj gönder admin´ait bütün Mesajları arattır #5 26-11-2007, 22:41 admin Administrator Üyelik tarihi: Oct 2007 Mesajlar: 6.820 Nemrut Dağı ve Tümülüs -------------------------------------------------------------------------------- DÜNYANIN 8. HARİKASI NEMRUT Doğu-Batı Medeniyetinin, 2206 m. Yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, Dünyanın sekizinci harikası Nemrut. Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleriyle, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır. İki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını 2150 m. Yükseklikte izleyen dev heykellerin sırrının çözülmesi için KOMMAGENE UYGARLIĞI’nın keşfine gitmek gerekir. Osmanlı İmparatorluğu’nda askeri danışman olarak görev yapan ve tarihi eserlere ilgi duyan Alman subay Helmut Von Moltke, 1838’de bölgedeki araştırmaları sırasında bölgedeki tarihi kalıntılar hakkında bilgi verdiği “Türkiye’deki Durum ve Olaylar Hakkında Mektuplar” adlı kitabında nedense Nemrut Dağı’ndaki heykellerden söz etmemiştir. Nemrut Dağı’nın zirvesindeki eserlerden ilk söz eden ve bunların Asurlular’dan kalma olduğunu tahmin eden, 1881’de Diyarbakır’da yol yapım işlerinde görevli Alman Mühendis Karl Sester’dir. Sester’in verdiği bilgiler doğrultusunda Kraliyet Akademisi tarafından araştırma yapmak üzere bölgeye gönderilen genç bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki ekip, Nemrut Dağı’nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykeller ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde çalışır. Uzun çalışmalar sonunda Grekçe yazılı kitabeyi çözen Punchstein, bu eserlerin Kommagene Uygarlığı’na ait olduğunu ve Kommagene Kralı 1. Antiochos tarafından yaptırıldığını keşfeder. Antiochos’un ağzından yazılan kitabe, Nemrud Dağı’nın sırrını ve Antiochos’un yasalarını içermektedir. Daha sonra Alman Mühendis Karl Humann ve İstanbul Arkeoloji Müzesinin kurucusu Osman Hamdi Beyin de katıldığı Nemrut Dağı çalışmaları 1953’ten 80’li .yıllara kadar Amerika’lı Arkeolog Theresa Goell ve Friedrich Karl Dörner ve 1986 yılından itibaren, Dörner’in öğrencisi Sencer Şahin tarafından sürdürülmüştür. -------------------------------------------------------------------------------- Konu admin tarafından (26-11-2007 Saat 23:06 ) değiştirilmiştir.. admin Açık Profil bilgileri admin - Özel Mesaj gönder admin´ait bütün Mesajları arattır
İSYANKAR RAPÇI
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol